Çok değil iki ay sonra, Aralık ayı enflasyon verileri göz önüne alınarak asgari ücrete yapılacak zam oranı açıklanacak.
Enflasyon verileri sadece asgari ücrete yapılacak zam oranını da belirlemeyecek.
Emekli maaşları da enflasyon oranına göre artacak.
TÜİK verilerine göre elbette.
Ve fakat.
TÜİK'in enflasyon verileri tartışılıyor biliyorsunuz.
Her ayın ilk pazartesi gününe denk gelen TÜİK'in veri açıkladığı sıralarda İstanbul Ticaret Odası (İTO) ve ekonomistlerden oluşan Enflasyon Araştırma gurubu (ENAG) da derlediği verileri kamuoyu ile paylaşıyor.
TÜİK'in verileri ile diğer veriler arasında dağlar kadar fark oluyor.
Ve fakat.
Hükümet ve hükümete bağlı SGK gibi kuruluşlarda haliyle bir devlet kuruluşu olan TÜİK'in verilerini dikkate alıyor.
Bu durumda emeklilerin zam beklentileri de hayal kırıklığına uğruyor haliyle.
Ekonomi gazetesi geçenlerde bir veri açıkladı.
Gazetenin hesaplamasına göre piyasada fiyatlar, 10 yıl içinde yüzde bin 535 oranında artmış.
Buna karşın emekli maaşları ise bu 10 yıllık süreçte yüzde bin 300 oranında artmış.
Yani fiyatlar 15 kart artarken, maaşlar ise 13 kat artmış.
En azından benim emekli maaşımdaki artış böyle seyretmiş.
Bu durum, özellikle emeklilerle birlikte dar ve sabit gelirlilerin alım gücündeki ermeyi en iyi anlatan durum olmuş.
Gazetenin bu 10 yıllık süreçteki artışı gösteren tablosu da, TÜİK verilerine göre oluşmuş.
Oysa gerçek daha farklı haliyle!
Otomobil fiyatlarındaki artış enflasyon mesela canavarının cebimizdeki parayı nasıl erittiğini en iyi anlatan örneklerden biri oluyor aslında.
Mesela 4 yıl önce 220 bin 893 liraya satılan orta halli bir otomobilin fiyatı, su sıralar, bir milyon 390 bin liraya kadar yükselmiş durumda.
Babam, 1980 Mart’ında tamamlanarak taşındığımız evimizi SSK kredisiyle almıştı.
İşçi maaşından yıllarca yapılan kesintilerle yani.
Ki;
Çok cüzi bir miktardı.
Günümüzde hangi içi veya memur maaşından yapılacak kesintilerle ev alabilir.
Aynı şekilde araba sahibi de olabilir mi bir işçi veya memur?
Mümkün mü böyle bir şey?
Yukarıda örneğini verdiğim otomobil fiyatı ‘’sıfır’’ diye tabir edilenlerdendi üstelik.
Ama ikinci el otomobillerde de fiyatlar benzer şekilde artıyor.
Önceki hafta bir televizyonun bülteninde rastladım haberlerde, ülkemizde ikinci el bir otomobile 2 milyon 200 bin lira istendiği belirtiliyordu.
Ve fakat.
Aynı model ve aynı marka ve aynı donanıma sahip bir otomobile İngiltere'de istenen fiyatın ise Türk Lirasıyla sadece 473 bin lira olduğu anlatılıyordu.
Bu da bizdeki vergi yükünün fiyatlara ne kadar etki ettiğini gösteriyordu.
İngiltere'de böyle de Çin'de farklı mı?
You Tube'de anlatılıyordu geçenlerde bizde 500 bin liraya satılan Fransız üretimi küçük bir elektrikli otomobilinin Çin'deki satış fiyatı 7 bin doları, yani 250 bin lirayı geçmiyormuş.
''Türkiye'de yaşam, sadece Türk'lere pahalı pahalı'' şeklinde konuşanlara öfkeleniyordum ama bu haberler karşısında ise ne diyeceğimi bilemedim doğrusu.
* * *
Kemalettin Hoca da gidenlerden oldu.
Kemalettin Erbilgin bir güzel insandı.
Eskilerin ‘’Naif Adam’’ diye tanımladığı türden biriydi.
İyi insan, iyi eş olmasının yanı sıra, Cumhuriyetin ilkelerine bağlı iyi bir eğitimciydi aynı zamanda.
Sokak jargonuyla da söylersek ‘’Güzel adamdı’’ yani.
Kemalettin Hoca da her güzel insan gibi o güzel atlara binip gidenlerden oldu.
Uğurlar olsun.
Yattığın yer incitmesin sevili Hocam.